Av.
Ender Dedeağaç
Yıllardan
beri Adalet Bakanlığı müfettişleri noterlik teftişlerinde noterin vergi ve harçlarını
kontrol etmekte, teftiş raporunda bu hususa yer vermekte ve raporun bir
örneğini de ilgili vergi dairesine göndererek vergi dairesince gerekli
yaptırımların uygulanmasını istemektedir.
Adalet
Bakanlığı müfettişleri bu uygulamayı tüm noterlerinde bildiği gibi Adalet Bakanlığı
ile Maliye Bakanlığı arasında yapılmış bir protokole bağlamaktadır.
Somut
olayımızda Adalet Bakanlığı müfettişleri tarafından bir noterlik teftişi
sırasında distribütörlük sözleşmesinden kaynaklı harç ve vergilerin noksan
ödenip ödenmediği konusu gündeme gelmiştir.
Teftiş
aşamasında ilgili noter Danıştay kararlarına dayalı olarak distribütörlük sözleşmesinde
ikili bir ayrımın olduğunu, sözleşmenin kesin rakamı içerip içermemesine göre
harç ve vergi tahakkuk ettirileceğini ifade etmiş olmasına rağmen Adalet
Bakanlığı müfettişi kesin rakam içermeyen sadece öneri niteliğinde belirtilen
değeri esas alarak distribütörlük sözleşmesinden kaynaklanacak şekilde vergi ve
harç hesaplamış ve bunu da vergi dairesine bildirmiştir.
Adalet
Bakanlığı müfettişi tarafından ilgili vergi dairesine gönderilen teftiş
raporunun bir örneği yasa gereği notere tebliğ edildiğinde harç ve damga
vergisinin önerilen rakama dayalı olmasına rağmen kesin rakam varmışçasına
hesaplandığını görmüştür.
Teftiş
raporunda yer alan bu yanlış üzerine noter avukat aracılığıyla Adalet Bakanlığı
Teftiş Kurulu Başkanlığı’na yazılı başvuruda bulunmuş ve Danıştay kararlarına, Maliye
Bakanlığı talimatlarına dayalı olarak yapılan işlemin hatalı olduğunu ve
yapılan işlemden dönülmesi gerektiğini talep etmiştir. Ancak Adalet Bakanlığı
Teftiş Kurulu Başkanlığı bu talebe olumsuz yanıt vermenin yanı sıra teftiş
raporunda yer alan değerlerin üstünde bir rakamsal değerlendirme yaparak bunu
ilgili notere tebliğ etmiştir.
Tüm
bu aşamalardan sonra açılan vergi uyuşmazlığına ilişkin davada ilk derece
mahkemesi bir örneği aşağıda sunulan kararla Adalet Bakanlığı müfettişlerinin
vergisel olaylarda denetleme yetkisinin olmadığını işbu nedenle yetkisiz kişi tarafından
hazırlanan rapor doğrultusunda tahakkuk ettirilen verginin ve eklentilerinin
yasalara aykırı olduğuna karar vermiştir. İlgili vergi dairesi bu kararı bölge adliye
mahkemesinin incelemesine sunmuş bölge adliye mahkemesi istinaf incelemesinde
ilk derece mahkemesi kararını kesin olarak onamıştır.
Yeterli
sayısal çoğunluğa kavuşmadığı için yerleşmiş karar sayamayacağımız bu karar yol
gösterici nitelikte bir karardır. Üstelik, kişilerin vergisel konulardaki
bilgilerinin bir sır olduğunu bu nedenle sadece yasada hükme bağlanmış ilgililer
tarafından incelemeye tabi tutulabileceğini gösterdiği için önem taşımaktadır.
Bu yazıyı yazarken vergisel inceleme hakkına sahip olmayan Adalet Bakanlığı müfettişlerinin geç ödenen ya da teftiş sırasında henüz ödenmeyen KDV’den ötürü ilgili noteri zimmet suçu ile yargılatıp mahkûm olmasına neden olduğunu düşündüğümde, o tarihten beri tüm uyarılara rağmen, yanlışın ısrarla uygulanması nedeniyle, nice kişinin hayatının söndüğünü düşünmek bana acı geldi.
Olayın tartışmaya açılıp daha iyi anlaşılabilmesi için tartışmaya açılarak ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararlarını aşağıda sunmaktayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder