19 Ağustos 2011 Cuma

6102 Sayılı YTTK’ya göre Ticaret Unvanı ve İşletme Adı


Av. Ender Dedeağaç


ETTK’nın 41. vd. maddelerinde düzenlenen “Ticaret Unvanı ve İşletme Adı”na ilişkin hükümler, YTTK’nın 39. vd. maddelerinde yer almaktadır. Temelde birbirinin aynı nitelikte olan bu maddeleri incelediğimizde gelen yeniliklerin, şirketlerin daha iyi tanınmasına yardımcı olacak olan internet sitesi kurmak, şirkete ait sermaye bilgilerinin yanı sıra yöneticilerinin de kamu oyuna duyurulması şeklinde olduğunu görmekteyiz.

Ticaret unvanı kullanılması zorunluluğunu düzenleyen YTTK’nın 39. maddesi yasalaşırken, yukarıda belirttiğim amaca uygun bir şekilde, şirketlerin daha iyi tanınmasını sağlamak için tasarıda yer almayan bir şekilde, şirketin basılı kağıtlarında şirket yöneticilerinin de tanıtılmasına ilişkin hüküm konulmuştur. Bu değişiklikle kabul edilen YTTK’nın 39. maddesine incelediğimizde birinci fıkrasında, tacirin, ticari işletmesi ile ilgili bütün işleri ticaret unvanını kullanarak yapmak zorunda olduğunun hükme bağlandığını görmekteyiz. Tacire yüklenilen bu zorunluluk nedeni ile tacir, işletmesi ile ilgili senetler ve diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır. Burada yer alan senet sözcüğünden sadece borç yükü taşıyan senedi anlamamamız, bu sözcüğü maddenin devamında yer alan belge sözcüğü ile birlikte değerlendirerek, her türlü yazılı doküman olarak kabul etmemiz gerekir. Söz konusu maddenin ikinci fıkrasına göre, tacir, ticari işletmesinin giriş kısmına, ticaret unvanını yazmakla yükümlüdür. Tacir YTTK’nın 39/2 maddesine göre unvanını, her türlü basılı belgede kullanmak yükümlülüğünde olduğu gibi, bu basılı belgelerde YTTK’nın 39/2 maddesinde yer alan diğer bilgileri de belirtmek zorundadır. Gene bu maddeye göre, tacir basılı belgelerinde, internet sayfasını tanıtacak kayıt numarasına da yer vermekle yükümlüdür.

YTTK’nın 40/1 ve 2. maddelerine göre, tacir ister gerçek kişi isterse tüzel kişi tacir olsun, unvanını, işletmesinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil müdürlüğüne tescil ettirmek ve bunu ticaret sicil gazetesi ile ilan ettirmekle yükümlüdür. Gerçek kişi tacirler, YTTK’nın 40/1 maddesine göre, bu yükümlülüğünü, işletmenin açılışını takip eden 15 gün içinde gerçekleştirmek zorundadırlar. Tüzel kişi tacir için bu yükümlülüğün ne zaman yerine getirilmesine ilişkin bir hüküm, bu bölümde yer almıyorsa da, tüzel kişi tacirin esas sözleşmesinde unvanını belirtmek ve esas sözleşmeyi kuruluş aşamasında tescil ve ilan ettirmek zorunluluğu olduğu düşünülürse, tüzel kişi tacirin de bu yükümlülüğünü esas sözleşmenin tescil ve ilanı ile birlikte yerine getirmesi gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. Gerek gerçek kişi tacir gerekse tüzel kişi tacir ticaret siciline unvanını bildirirken, notere başvurarak, unvanını ve bu unvanla kullanacağı imzayı onaylatmak ve onaylatılan bu belgeyi de ticaret siciline vermek zorundadır. Elbette tüzel kişi tacir imza onayında temsile yetkili kişilerin imzalarını onaylatacaktır.

YTTK’nın 40/3 maddesi, merkezi Türkiye’de bulunan, YTTK’nın 40/4 maddesi ise merkezi Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin şubeleri ile ilgili hükümleri düzenlemiştir.

YTTK’nın 40/3 maddesi emrine göre, şubeler, bulundukları yerin ticaret siciline tescil ettirilir. Söz konusu maddeye göre, şubenin tescilinin yanı sıra, unvan ve imza örnekleri hatta merkezin ticaret sicilinde kayda geçirilen tüm hususlar şubenin bulunduğu yerin ticaret siciline de geçirilir. Ancak, unutulmaması gereken bir husus, bu kayıtların şubenin bulunduğu yerin ticaret sicil kaydına işlenmesi sırasında, şubenin bulunduğu yerdeki ticaret sicil müdürünün inceleme yetkisi olmamasıdır. Aklıma gelen bir soruyu paylaşmak isterim. Eğer, şubenin bulunduğu yerdeki ticaret sicil müdürü yasaya aykırı bir kaydın varlığına inanırsa ne olacaktır? Kanımca, böylesi bir durum doğduğunda, merkezin bulunduğu ticaret siciline “ilgili” sıfatı ile gereken itirazı yapmalı ve tüm hukuki yolları sonuna kadar kullanmalıdır.

YTTK’nın 40/4 maddesi hükmüne göre, merkezi Türkiye dışında bulunan ticari işletmeler Türkiye’de şube açmak istediklerinde, bunlar, unvanla ilgili olarak kendi kanunlarındaki hükümlere uyulmak koşulu ile, Türkiye’deki bir ticari işletmenin tescille ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirir. Ancak açılan şube sayısı birden fazla ise, ilk şube merkez gibi kabul edilir ve diğer şubeler için merkezi Türkiye’de bulunan işletmelerin şubeleri gibi işlem yapılır.

Merkezi Türkiye dışında bulunan işletmelerin Türkiye’de şube açmaları halinde bunların yerleşim yeri Türkiye olan tam yetkili bir ticari mümessil atamaları YTTK’nın 40/4 maddesinin emredici hükmü gereğidir.

YTTK da ETTK’da olduğu gibi unvanla ilgili hükümlerini, önce gerçek kişi ve tüzel kişi ayrımını daha sonra ise tüzel kişinin kendi içinde kollektif ile komandit şirket ve anonim ile limited ve kooperatif şirket ayrımını göz önüne alarak gerçekleştirmiştir. Yasa koyucu bu ayrımların yanı sıra “tacir sayılan diğer tüzel kişiler ve donatma iştiraki” için de özel hükümler koymuştur.

Gerçek kişi tacir YTTK’nın 41. maddesine göre, unvan olarak kendi ad ve soyadını, kısaltma yapmaksızın kullanmak zorundadır. Gerçek kişi tacir bu yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra, YTTK’nın 46. maddesinde belirtilen şekilde işletmenin özelliklerini, işletmede yer alan diğer kişilerin adlarını yada hayali bir adı ekleyebilir. Ancak tüm bunları yaparken, aynı maddenin ikinci fıkrası hükmü gereği, üçüncü kişilerde bir şirketin varlığını uyandıracak, birinci fıkra hükmü ile de işletmenin genişliği, finansal yapısı hakkında yanlış kanı uyandıracak ilaveler yapamazlar Gerçek kişi tacir unvan seçimi yaparken, YTTK’nın 40/3 maddesinin emri gereği “Türk”,”Türkiye”,”Cumhuriyet” ve “Milli” kelimelerini kullanmak istiyorsa, bunun için Bakanlar Kurulundan karar almak zorundadır.

Gerek kolektif şirketlerde gerekse komandit şirketlerde unvan ortaklardan en az birinin ad ve soyadı ile şirketin türünü gösterecek şekilde oluşturulmalıdır. Komandit şirketin adı yada sermayesi paylara bölünmüş olması bu yükümlülüğü değiştirmez. Ancak her iki halde de komandite ortağın adına yer verilmelidir. Çünkü YTTK’nın 42/2 maddesine göre, komanditer ortak adı unvanda yer alamaz.

Elbette YTTK’nın 46 maddesinde yer alan ekler, yasal koşullar yerine getirilmek kaydı ve şirket türü ile bağdaşmak koşulu ile bu şirketler içinde kullanılabilir.
Anonim, limited ve kooperatif şirketler, şirket türünü belirten kelimeler unvanda yer almak kaydı ile unvanlarını serbestçe seçebilirler. Ancak, unvanın içinde bir gerçek kişinin adı ve soyadı yer aldığı takdirde şirket türünü gösteren ibarelerin açıkça yazılması bunda kısaltmaya gidilmemesi YTTK’nın 43/2 maddesinin emridir.
YTTK’nın 46. maddesinde belirtilen ekleri bu şirketlerde kullanabilirler.

YTTK’nın 46. maddesinde yer alan kanımca isteğe bağlı ek olarak tanımlayacağımız eklerin dışında YTTK’nın 45/1 maddesinde zorunlu ek olarak tanımlayabileceğimiz bir ek grubu daha bulunmaktadır. Zorunlu ek olarak tanımlayacağımız ekler de gerek gerçek kişi gerekse tüzel kişi tacirler için kullanılacak eklerdir. Bu eklerin özelliği, ticaret siciline daha önce kaydedilmiş bir unvan ile sonradan kaydedilecek unvan arasında fark yaratmaktır.

YTTK’nın 48/1 ve 2. maddelerine göre, şubelerin merkezleri ister Türkiye’de olsun ister olmasın, şubeler de unvan kullanmak zorundadır. Ancak bu unvan kullanımı sırasında merkezlerinin anlaşılır olmasına dikkat edilmelidir.

İster gerçek kişi isterse tüzel kişi tacirin unvanı olsun, bu unvanlarda yer alan gerçek kişinin adı, kanunen yada yetkili makamlar tarafından değiştirilirse, YTTK’nın 47/1 maddesi hükmüne göre, unvan olduğu gibi kalabilir.

Eğer kolektif yada komandit şirkete yeni ortak girmiş ise, bu unvan değişikliğini zorunlu kılmaz. YTTK 47/2 maddesi gereği unvan aynı kalabilir.

Eğer kolektif şirketin yada komandit şirketin unvanda adı yer alan ortağı ölürse, mirasçılarının ortaklığa devam edip etmediği dikkate alınır eğer devam ediyorlarsa unvan aynen kalabilir. Eğer mirasçılar ortaklığa devam etmiyorlarsa, unvanın aynen kalabilmesi için mirasçıların izin vermesi koşulu aranır. Aynı husus şirketten ayrılan ortak içinde geçerlidir. Yani ortak izin verdiği takdirde, unvan aynen kalabilir. YTTK’nın 47. maddesinde “ticaret unvanının devamı” madde başlığı ile düzenlenen bu hususlar aynı madde başlıklı, ETTK’nın 49. maddesinin tekrarıdır.

YTTK’nın 49/1 ve 2. maddeleri ETTK’nın 51. maddesinin tekrarıdır. Bu madde işletme ile unvan arasındaki bağı ortaya koyar ve unvanın işletmeden ayrı olarak devredilemeyeceğini belirtir. Bu hükmün ikiz kardeşi olarak, aynı maddenin ikinci paragrafında yer alan hükmü görmekteyiz. Buna göre, bir işletmenin devri unvan devrini de içerir. Aksi ancak tarafların açık iradelerini belirtmeleri halinde olur. Yani taraflar arasında açıkça hükme bağlanmış ise, devre unvan katılmaz.

Unvan kullanmak, tacirler için bir zorunluluk olduğu kadar, ETTK’nın 46. maddesinin bir tekrarı olan YTTK’nın 44/1 maddesi eğer dernek, vakıf ve diğer tüzel kişiler de ticari işletmeye sahip ise, ticaret unvanı kullanmak zorunda olduğunu ve bunların ticaret unvanlarının, tüzel kişi olarak kullandıkları adları olduklarını hükme bağlamıştır.

Yine ETTK’nın 46/2 maddesinin bir tekrarı olan YTTK’nın 44/2 maddesi “Donatma iştirakinin ticaret unvanı, ortak donatanlardan en az birinin adı ve soyadını veya deniz ticaretinde kullanılan geminin adını içerir. Soyadları ve gemi adı kısıtlanamaz. Ticaret unvanında ayrıca donatma iştirakini gösterecek bir ibarede bulunur.” hükmü ile donatma iştirakinin de unvan kullanmak zorunda olduğunu ve unvan kullanırken uymakla yükümlü olduğu kuralları belirtir.

Eğer tacir, işletme sahibi ile ilgili olmaksızın doğrudan doğruya işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırt etmek isterse, unvanından ayrı olarak bir işletme adı kullanabilir. İşletme adları da unvanlar gibi tescil ettirilmek zorundadır. Ayrıca işletme adları için de YTTK’nın 38,45,47,50,51. ve 52. maddeleri uygulanır. YTTK’nın 53. maddesinde yer alan bu hükümde yeni olmayıp ETTK’nın 55. maddesinin benzeridir.
YTTK’nın 50. maddesine göre, tescil ve ilan edilmiş bir unvan ancak sahibi tarafından kullanılabilir. Mahkemeler, memurlar, ticaret ve sanayi odaları, noterler ve Türk Patent Enstitüsü görevlerini yaparken ;
- Bir ticaret unvanının tescil edilmediğini
- Kanun hükümlerine aykırı olarak tescil edildiğini
- Kanun hükmüne aykırı olarak kullanıldığını
Öğrenirlerse, durumu hem yetkili ticaret sicil müdürlüğüne hem de Cumhuriyet Savcılığı’na ayrı ayrı bildirirler.

Bu maddenin yeni halinde tek fark Türkiye Patent Enstitüsünün de ihbarla yükümlü kılınmasıdır.

ETTK 53. maddesinde olduğu gibi YTTK’nın 51/2 maddesine göre de, unvanla ilgili olan hükümlere aykırı davrananlar yani “39. ila 46. ve 48. madde hükümlerini ihlal edenler ve 49. maddeye aykırı olarak ticaret unvanını devredenler, devralan ve kullanan kimseler…” YTTK’nın 38. maddesinde hükme bağlandığı gibi adli para cezası ile veya hapisle cezalandırılırlar.

Unvanla ilgili kuralları ihlal edenlerin sadece YTTK’nın 51/2 maddesinin yollaması ile YTTK’nın 38. maddesine göre cezalandırılmasını yeterli görmeyen yasa koyucu, unvanına tecavüz edilen kimsenin de hakları olacağı gerçeğinde hareketle YTTK’nın 52/1 ve 2. maddelerini yürürlüğe koymuştur. YTTK’nın 52. maddesinin uygulanabilmesi için ilk şart, karşı tarafın, tecavüze uğrayan kişinin unvanını “ticaret hayatında geçerli olan dürüst uygulamalara aykırı biçimde” kullanmış olmasıdır. Görüldüğü gibi burada kabul edilen kriter “dürüstlük kuralıdır”. Bu kriter ETTK dan bu yana gerek haksız rekabet gerekse unvana tecavüz davalarında uygulanan bir kriter olup tecavüz davalarında davacının ihlal edilen haklarını tek tek sayıp onu sınırlamak yerine yargının takdir hakkı ile birlikte günün koşullarına göre kullanmak hakkı tanınmıştır.

Eğer tacirin unvanı bir başkası tarafından dürüstlük kurallarına aykırı bir biçimde kullanılıyorsa, tacir kullanan kişinin kusuru olup olmadığına bakmaksızın;
- Haksız kullanmanın tespitini
- Tescil edilen unvanın kanuna uygun hale getirilmesini
- Unvanın silinmesini
- Tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını
- Gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını
Talep edebilir.
Eğer tecavüz edenin kusurlu bir davranışı söz konusu ise, unvanına tecavüz edilen davacı, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Bu madde doğrultusunda maddi tazminat istenirken, tazminat davalarının temel kuralı gereği davacı zararını kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak bunun zor olduğunu bilen yasa koyucu ETTK’nın 54/1 maddesinde olduğu gibi YTTK’nın 52/1 maddesinde de hükme bağladığı gibi, davacının zararının “tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığı” olarak da hükmedilmesini hükme bağlamıştır. Burada elde “etmesi mümkün görülen menfaat” ifadesi bir tahmini değil somut verilere dayanan bir oluşumu ortaya koymaktadır. Bu husus ETTK zamanında da tartışılmış ve Adliye Encümeni kararı ile açıklanmak gereği duyulmuştur.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder