13 Şubat 2015 Cuma

YARGITAY 13.HUKUK DAİRESİ’NİN AYNI GÜN VERİLMİŞ BİRBİRİYLE ÇELİŞEN İKİ KARARI

Av. ENDER DEDEAĞAÇ

Yargıtay 13.Hukuk dairesi 26.11.2014 gününde 2014/37488 K. sayılı formül onama kararıyla Ankara 2.Tüketici Mahkemesi’nin ekte yer alan kararını onamıştır. Bu onama kararından sonra aynı gün, 2014/37506 K. sayılı formül onama kararıyla Ankara 8.Tüketici Mahkemesi’nin ekte yer alan kararını onamıştır. Her iki karar aynı gün ve birbirinden 18 dosya farkla karara bağlanmıştır. Bize göre, her iki karar çelişkilidir. Her iki kararın çelişkili olduğunu dava dosyalarının içeriğini bilmiş olmamızdan ötürü daha rahat bir dille ifade edebilmekteyiz.

Gerekçeli karar yazmak tüm yargı organlarına anayasa tarafından emredilmiş bir görevdir. Üstelik Yargıtay’ın zaman zaman yerel mahkeme kararlarını sırf gerekçesizlikten ötürü bozduğu, eleştirdiği de yayınlanan kararlarında izlenebilmektedir (Örnek olarak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11.6.2013 gün ve 2013/7425 E. 2013/12152 K. sayılı kararı). Bu durumda formül karar yoluyla onama yapan Yargıtay, yerel mahkemelere kötü örnek olmakta değil midir? Anayasayı ihlal suçu diğer bir anlatımla, TCK 257.maddesindeki görevi kötüye kullanma suçu değil midir?
Kanımızca gerekçesiz karar yazmak, anayasayı ihlal etmektir. Anayasa ihlal edilirken, aslında kamuda mahkeme kararlarına karşı oluşması gereken adalet duygusunun doğması da engellenmektedir. Karara konu taraflar hatta kararla ilgilenen üçüncü kişiler, Yargıtay’ın neyi, neden, hangi gerekçeyle kabul ya da reddettiğini anlayamadıkları için, adalet duyguları zedelenmektedir. Bu ise “kamunun zararına” neden olan bir davranıştır. Bunun yanına kişinin mağduriyetini de eklersek kanımızca TCK m.257/1’in uygulanması koşulları doğmuş olabilir.     


Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay’ın çelişkili kararları nedeniyle bireysel başvuru yoluna başvurulmayacağına ilişkin 13/06/2013 günlü kararının gerekçesine baktığımızda, reddin Yargıtay aşaması dahil olmak üzere tarafların iddia, savunma ve delillerinin usul ve hukuka uygun olarak değerlendirilmiş olmasından kaynaklandığını görmekteyiz. Halbuki gerekçesiz kararda yargılama sürecinde neyin değerlendirildiği belli olmamaktadır. Bu ise kanımızca, bireysel başvuruya yol açan bir etkendir. Gerekçesiz kararlarla ilgili düşüncemizi paylaşıp paylaşmadığınız bir tarafa bırakıp size, Yargıtay tarafından onanmış birbiriyle çelişen Tüketici mahkemelerinin karar örneklerini sunmaktayım.   



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder