9 Eylül 2011 Cuma

6102 Sayılı Yeni TTK’ya Göre Cari Hesap

Av. Ender Dedeağaç

Bu yazı daha önce YTTK taslağına göre cari hesap sözleşmesi adı altında yayınlanmış olan yazımın, tasarının yasalaşması nedeni ile yeniden gözden geçirilmiş halidir.
YTTK’nın 89. maddesi, anlam bakımından ETTK’nın 87. maddesinin aynıdır. Sadece ETTK’da yer alan “…para,mal,hizmet ve diğer hususlardan dolayı…” şeklindeki söz dizini YTTK da “ …her hangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan…” şekline dönüştürülmüştür. Görüldüğü gibi, bu değişiklik, dilde gerçekleştirilen bir değişiklik olup kurumun hukuksal yapısında bir değişikliğe yol açmamaktadır. Üstelik cari hesap kurumunun hukuki yapısına daha uygun düşmektedir.
YTTK’nın 89/1 maddesindeki tanıma göre, “İki kişinin her hangi bir hukuki sebep veya hukuki ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.” YTTK’nın 89/2 maddesine göre bu sözleşmenin yazılı olarak yapılması, sözleşmenin geçerlik şartıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre, bir sözleşmenin cari hesap sözleşmesi kabul edilebilmesi için, sözleşmenin iki tarafının da bir birinden zaman zaman alacaklı zaman zaman borçlu olması gerekmektedir. Bu nedenle, banka kredi sözleşmelerinde ve pek çok sözleşmede, cari hesap sözleşmesi, ifadesi kullanılmasına rağmen, hukuksal açıdan kabul edilir bir cari hesap sözleşmesi oluşmamaktadır. Çünkü, banka kredi sözleşmelerinde açıkça görüldüğü gibi, bu sözleşmelerde, sadece bir taraf sürekli olarak alacaklı olmuş diğer taraf ise sadece borçlu olmuştur. Bu konuda örnek karar arayanlar için YKD 1979 c.5 s.4 s.461 de yer alan HGK 20.10.1978 197711-213 E 1978/856 K sayılı kararını göstermek mümkündür.
TBMM’deki görüşmelerde yapılan değişikliğin kabulü ile ETTK’nın 88. maddesinin içerik açısından aynısı olup sözcük dizini olarak güncelleştirilen YTTK’nın 90. maddesini incelediğimizde;
1 / Cari hesap sözleşmesinde, sözleşmenin doğumundan önceki bir alacağında cari hesap sözleşmesine kaydedilebileceğini görmekteyiz. Ancak böylesi bir kaydın yapılabilmesi için tarafların onayı şarttır. Üstelik böylesi bir kaydın yapılması, söz konusu alacağın yenilenmesi anlamına gelmez. Eğer taraflar bu alacağın cari hesap sözleşmesine kaydedilmesini onayladıkları gibi, aynı zamanda sözleşmenin yenilendiğini de onaylarlarsa/kararlaştırırlarsa, sözleşme yenilenmiş sayılır.
2 / Bir sözleşme yada işlemden kaynaklanan bir alacağın cari hesaba alacak ve borç olarak kaydedilmesi, bu kaydın yapılmasına neden olan sözleşme yada işlemin taraflara vermiş olduğu, dava ve savunma haklarını ortadan kaldırmaz. Dava ve savunma hakkı ortadan kalmadığı için, böylesi bir dava açılıp, işlem yada sözleşme iptal edilirse, verilen bu yargı kararı doğrultusunda, daha önce gerçekleştirilmiş olan kayıtlar hesaptan çıkarılır.
3 / Bir ticari senedin cari hesaba kaydı, bedelin alınmış olması halinde geçerli olmak şartıyla yapılmış sayılır.
Gerek ETTK gerekse YTTK bu hükümle yetinmemiş bir sonraki madde de yani ETTK’nın 89. YTTK’nın 91. maddelerinde bu hükmü destekleyen şekilde, “…cari hesaba yazılan ancak bedeli alınmayan ticari senet sahibine geri verilerek, cari hesaptan kaydı silinir.” Hükmüne de yer vermişlerdir.
4 / ETTK’nın 92. maddesinden ve YTTK’nın 94. maddesinden anlaşıldığı gibi, bir cari hesap sözleşmesinde iki tür süre vardır. Bunlardan biri, sözleşme süresi diğeri ise hesap devresi süresidir. Bu süreler sözleşmeyle belirlenebileceği gibi, eğer taraflar bunu sözleşme ile belirlememişlerse, yasada yer alan tamamlayıcı kanun hükümlerinden yararlanılarak belirlenmesi gerekir. İşte ETTK’nın 88/4 YTTK’nın 90/1.d maddesine göre, bu hesap döneminin sonunda, cari hesap sözleşmesinde yer alan alacak ve borcu oluşturan bir birinden çıkarıldıktan sonra elde edilen bakiyenin ya taraflarca tanınması/kabulü yada hükmen belirlenmesi gerekir. Tanıma yada hükmen belirlenme gerçekleştikten sonra, elde edilen bakiye, yeni dönem için hesaba geçirilir. Tanıma yada hükmen belirleme sonucunda elde edilen bakiyenin ödenmesi için, yasaya göre, sözleşmenin sona ermiş olması yada bakiyenin haczedilmiş olması gerekir. Cari hesap sözleşmelerinde haczin, ancak bakiye haczi şeklinde yapılacağı gerek ETTK gerekse YTTK’da kanun hükmü olarak yer almaktadır. Yeri geldiğinde bu maddeyle ilgili açıklama yapılacaktır. Ancak şimdilik bu hatırlatma ile yetinilmektedir.
5 / Bir alacağın ya da borcun cari hesaba kaydedilmesi, o kayda konu alacağa ilişkin olarak, sözleşme yada ticari teamüller gereği ödenmesi gereken faiz hakkını ortadan kaldırmaz. Bunlara ilişkin faiz, kaydın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
YTTK’nın 90/1 maddesi ile ilgili olan açıklamalara burada son verirken, YTTK’nın 91. maddesine daha önce değindiğimiz için YTTK’nın 92. maddesinde yer alan hükmü incelemeye geçmekteyiz.
ETTK’nın 90. maddesini tekrarı olan YTTK’nın 92/1 maddesine göre, “Taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunması, komisyon sözleşmesinden kaynaklanan ücretin ve her türlü giderin istenmesine engel oluşturmaz.”
Gene bir tekrar niteliğini taşıyan, YTTK’nın 93/1 maddesi, “Takas edilemeyen alacaklarla, belirli bir amaca harcanmak veya ayrıca emre hazır tutulmak üzere teslim olunan para ve mallardan doğan alacaklar cari hesaba geçirilemez.” Görüldüğü gibi bu hüküm ETTK’nın 91. maddesinde yer alan hükmün sözcük olarak güncellemesidir.
YTTK’nın 90/1.d maddesi ile ilgili olarak açıklama yaparken, cari hesap sözleşmesinde, sözleşme ve hesap dönemi diye iki ayrı dönemin bulunduğunu dile getirmiştik. ETTK’nın 92 maddesinin bir tekrarı olan YTTK’nın 94/1 ve 2 maddelerine göre;
- Hesap ve sözleşme dönemi öncelikle taraflarca sözleşmede belirlenir.
- Eğer böylesi bir belirleme sözleşmede yer almıyorsa, bu dönemlerin belirlenmesi, ticari teamüllere göre yapılır.
- Eğer sözleşme ile belirlenmemiş ise ve bu yönde bir ticari teamülde bulunmuyorsa, “her takvim yılının son günü hesabın kapatılması günü” olarak kabul edilir.
Yukarıda belirlenen koşullara göre oluşan hesap dönemi sonunda, cari hesabın bakiyesinin belirleneceği YTTK’nın 90/1.d maddesinde hükme bağlandığı gibi aynı zamanda YTTK’nın 94/1 maddesinde de hükme bağlanmıştır. Bakiye, daha öncede belirtildiği gibi alacak ve borç kalemleri arasındaki farktır.
Taraflardan her biri hesap dönemi sonun da hesapladığı bakiyeyi ve bunu oluşturan hesap cetvelini karşı taraf göndererek karşı tarafın onayını yada varsa itirazını öğrenmek hakkına sahiptir. İşte hesap cetvelinin ve bakiyenin bildirilmesinden sonra karşı taraf bu hesaba itiraz etmek isterse, bu itirazını bir ay içinde yapmak zorundadır. Yapılacak olan bu itirazın;
- Noter aracılığı ile
- Taahhütlü mektupla
- Telgrafla
- Güvenli elektronik imza ile
Yapılması gerekmektedir.
Eğer böylesi bir itiraz yapılmamışsa, bakiye kabul edilmiş sayılır.
ETTK’nın 93. YTTK’nın 95/1 maddesi, “faiz” madde başlığını taşıyorsa da, bu madde aslında, hesap dönemi sonunda elde edilen bakiyeye uygulanması gereken faizi hükme bağlamaktadır. Söz konusu maddeye göre, bakiyenin hesaplanıp yeni dönem hesabına işlenmesi ile birlikte, bakiyeye faiz uygulanır. Ancak, bu faiz uygulanırken YTTK’nın 8. maddesinin şartlarının da dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda gerek YTTK’nın 8. maddesinde gerekse YTTK’nın bir sonraki maddesi olan ve “birleşik faiz ve sözleşme ile belirlenebilecek hükümler” madde başlığını taşıyan 96/1 ve 96/2 maddelerini birlikte değerlendirirsek,
- Birleşik faiz uygulaması kural olarak yasaklanmıştır.
- Bu nedenle, bu yasağa aykırı sözleşme düzenlenemez.
- Birleşik faiz ancak tacirler arasındaki sözleşmelerde geçerlidir.
- Tacirler arasında birleşik faiz uygulaması için, bunun sözleşme ile belirlenmesi gerekir. Bilindiği gibi, cari hesap sözleşmesi yazılı yapılmak zorunda olan sözleşmelerden olduğu için, birleşik faiz ile ilişkin hükmün de yana ilk sözleşmede yer alamsı yada yapılacak ekin yazılı olarak yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.
- Eğer birleşik faiz uygulaması yapılacak ve faiz ana paraya eklenerek yeni dönem faizi hesaplanacak ise, bu tür sözleşmelerde hesap döneminin üç aydan az olmaması gerekmektedir.
Burada bir soru aklıma gelmektedir. YTTK’nın 90/1.e maddesine göre, işlemin cari hesaba kaydı ile bu işleme uygulanması geren faiz işlemeye başlayacaktır. Bakiyenin alacak olarak kaydedilmesi bu anlamdaki faiz hesabını durduracak mıdır? Yoksa buna da ayrıca faiz hesaplanacak mıdır?
ETTK’nın 95. maddesinin bir tekrarı olan YTTK’nın 97/1 maddesine göre, cari hesap sözleşmesi bir bütündür. Bu nedenle de, tarafların hukuki durumu yani alacak ve borç miktarları ancak taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesi ile gerçekleştirilecek olan hesap kesimi ile belirlenir. Bu hükme göre, hesap döneminin sona ermesi bir takım sonuçlar doğurmakla birlikte taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesi ve tarafların cari hesap sözleşmesine göre alacaklı yada borçlu sayılması ancak sözleşme döneminin sona ermesi ile mümkün olacaktır.

YTTK’nın 98/1 maddesi sözleşmenin sona ermesi hallerini düzenlemekte olup, ETTK’nın 96. maddesinin bir tekrarıdır. Bu maddeye göre ;
- Eğer sözleşmede bir süre kararlaştırılmış ise bu sürenin sona ermesi ile
- Eğer bir süre kararlaştırılmamış ise taraflardan birinin fesih ihbarı ile
- Taraflardan birinin iflas etmesi ile
Sözleşme sona erer. Sözleşmenin sona ermesi ile YTTK’nın 97/1 maddesinde yer alan hüküm doğrultusunda hesap kesilmesi işlemi gerçekleştirilir hale gelir.
Kanunda, süreli bir cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden sonra tarafların sözleşmeyi uygulamaya devam etmeleri halinde sözleşmenin yenilenmiş sayılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun nasıl çözümleneceği soru olarak karşımıza çıkmaktadır.
YTTK’nın 99/1 maddesi ETTK’nın 97. maddesinde olduğu gibi, taraflardan birinin ölümü veya kısıtlanması halinde, her iki taraf için de sözleşmenin feshini isteme hakkının doğduğunu belirtmektedir. Ancak kanuna göre, bu hakkın kullanılabilmesi için yani sözleşmenin feshini isteyebilmek için 10 gün önceden haber vermek gerekmektedir. Kanun haber verme ile fesih arasındaki süreyi hükme bağlamakla beraber, bu hakkın ölüm yada kısıtlamanın meydana gelmesinden itibaren ne kadar bir sürede kullanılacağını hükme bağlamamıştır. Kanımca makul ve MK 2’ye uygun bir süre içinde kullanılmalıdır. Burada unutulmaması gereken bir husus ölüm yada kısıtlama ile taraflardan biri sözleşmenin feshini istemek hakkına sahip olmasına rağmen hesabın bakiyesi ancak 94. maddeye göre oluşacak hesabın sonunda istenebileceği hususudur.
YTTK’nın 100. maddesi her hangi bir alacaklının cari hesap sözleşmesi taraflarından birine ait borçtan dolayı haciz uygulamasında yapılması gereken işlemleri hükme bağlamaktadır. Bu maddeye göre, alacaklı, haciz talep edebilir. Haczin talebi ile birlikte hesap kapatılır ve bu tarihten sonra hesaba yeni kayıtlar yaparak alacaklının durumunu ağırlaştırmak mümkün değildir. Bunun bir istisnası aynı madde içinde hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre, eğer hesabın kapatılmasından önceki bir tarihte doğmuş bulunan bir ilişkiye dayanan borç varsa bu borç kayda alınabilir.
Borçlu olan taraf 15 gün içinde, cari hesap bakiyesi üzerine konulan haczi kaldırmaz ise, cari hesap sözleşmesinin diğer tarafı için sözleşmeyi feshetmek hakkı doğar.
Sözleşmenin süresine yada hesap dönemine bakılmaksızın, cari hesap sözleşmesi üzerine haciz konabilir ise de,bakiye ancak 94. maddeye göre bulunacak olan hesap döneminin sonunda talep edilebilir.
YTTK’nın 101. maddesi, cari hesap sözleşmesi için özel zamanaşımı hükmü getirmiştir. Bu maddeye göre “Cari hesabın tasfiyesine, kabul edilen veya mahkeme kararı ile saptanan artan tutara yada faiz alacaklarına, hesap hata ve yanılmalarına, cari hesabın dışında tutulması gereken veya haksız olarak cari hesaba geçirilmiş olan kalemlere veya tekrarlanan kayıtlara ilişkin davalar, cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” Bu madde hükmü ETTK’nın aynı konudaki 99. maddesinden farklı olarak, zaman aşımının başlangıç süresini açıkça hükme bağlayarak öğretide yer alan tartışmalara son vermiştir.
Cari hesapta zamanaşımını dile getirirken, Kazancı’nın külliyatında yer alan Yargıtay 19. HD 4.3.1194 gün 1993/4547 E 1994/1990 K sayılı kararını da hatırlatmakta yarar var. Söz konusu karara göre, bir sözleşme yada işlem cari hesaba geçirildikten sonra, bu hesaba ilişkin olarak doğan alacakta bundan böyle hesaplanacak zamanaşımı,cari hesaba ilişkin zamanaşımı olacaktır. Elbette söz konusu sözleşmeden yada işlemden kaynaklanan diğer davalarda o hukuksal kuruma ait zamanaşımı uygulanacaktır. Ancak paradan kaynaklanan uyuşmazlıklarda cari hesaba ilişkin zamanaşımı uygulanacaktır.
Yasa koyucu, gönderilen hesap bakiyesine yapılacak itirazın hangi yollarla ulaştırılması gerektiğini gerek ETTK’nın 92. gerekse YTTK’nın 94/2 maddesinde hükme bağlamış olmasına rağmen, hesap bakiyesinin nasıl gönderilmesi gerektiğini hükme bağlamamıştır. Ancak unutulmaması gereken YTTK 18/3 maddesinin varlığıdır. Söz konusu maddeye göre, tacir, noter, taahhütlü mektup,telgraf ve e-imza ile bakiyeyi göndermek zorundadır. Bunun ispat şartı olduğunu düşünmekteyim. Bana göre, bakiyenin ve hesap cetvelinin karşı tarafa ulaştığı kanıtlanabiliyorsa, sorun çözümlenmiştir.
Bu konu ile ilgili bir başka soru ise, bakiyeyi ve hesap cetvelini alan tarafın itiraz süresi içinde itirazını karşı tarafa ulaştırması mı gerekir yoksa bu süre içinde itirazı Notere ya da PTT’ye teslim yeterli midir? sorusudur.
Elbette bunu takip eden soru, itirazın yapılmamış olması, bakiyenin kati delil olması anlamına mı gelecektir ? Yoksa, fatura ve teyit mektuplarında uyguladığımız gibi, bu durum ispatın karşı tarafa geçmesi yükünü mü getirecektir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder